“Bedeninizi hasta eden ruhunuzun baskılarıdır.”

— Sigmund Freud, Psikanalist

Online Terapi

Online terapi diğer adıyla çevrimiçi terapi, modern psikolojide önemli bir atılımı temsil ediyor. 1980’lerden itibaren teknoloji ve internet kullanımının tüm dünyada yaygınlaşması bazı hayat pratiklerinin de değişmesine ve dönüşmesine neden oldu. Birçok hizmete internet üzerinden erişilmesi hem sadece yaşadığımız yerdeki imkanlarla sınırlı kalmamamızı hem de zaman kaybetmememizi sağladı. 2020 yılının başından itibaren tüm dünyada yaşanan pandemi dolayısıyla da internet üzerinden kullanılabilen her hizmet hayati bir önem taşımaya başladı.

Online terapi, geleneksel yüz yüze görüşmelerin aksine internet üzerinden psikoterapi hizmetinin sağlanmasıdır. 1986 yılında Cornell Üniversitesi’nde kurulan “Dear Uncle Ezra” isimli forum online terapinin ilk örneği sayılabilir. İnsanlar bu foruma yaşadıkları problemleri ve sorularını yazabiliyor ve soruları anonim ruh sağlığı uzmanları tarafından yanıtlanıyordu. İnternet teknolojisinin gelişmesiyle sadece soru cevaplamanın ötesinde video aramalarıyla geleneksel terapi gibi uzun süre devam edebilen görüşmeler planlanmaya başladı. Pandemi döneminin etkisiyle online terapinin daha çok tercih edildiğini ve uygulandığını görmeye başladık.

Online terapide terapistin ofisine gitmek için planlama yapmamıza ve zaman ayırmamıza gerek olmadığından online terapi daha ulaşılabilir ve pratiktir. Kendimizi rahatça ifade edebileceğimiz ve güvende hissettiğimiz herhangi bir yerde seansları gerçekleştirebiliriz.

Kırsal bölgelerde alanında yetkin psikoterapistlere ulaşmakta zorluk yaşayabiliriz. Bu nedenle psikoterapi hizmetini alabilmek için daha büyük şehirlere seyahat etmek zorunda kalabilir ve düzenli olarak seanslara devam etmekte zorlanabiliriz. Bu da psikoterapiden yeterince fayda sağlamamızı engelleyebilir. Böyle bir durumda online terapi hem maddi anlamda hem zaman açısından daha sürdürülebilir olmaktadır.

Fiziksel rahatsızlıklarımız sebebiyle bulunduğumuz yerden çıkmamız mümkün olmayabilir ve tam da bu sebepten psikolojik desteğe ihtiyaç duyabiliriz. Online terapi sayesinde psikoterapi hizmeti daha geniş bir popülasyona ulaşabilir.

Pandemi döneminde yaşanan karantina sebebiyle birçok insanın çalışma sistemi ve sosyal çevreleriyle kurdukları ilişkiler değişmek zorunda kaldı. Buna COVID-19 virüsüyle ilgili kaygılar ve yeni düzene alışmakta yaşanan problemler eklenince psikolojik rahatsızlıklar konusunda daha dezavantajlı bir duruma geldik. Böyle bir dönemde online terapi ile fiziksel sağlığımızı riske atmadan psikolojik dayanıklılığımızı arttırabilmek adına psikoterapi hizmetine ulaşabiliriz.

Online Terapi Yüz yüze Terapi Kadar Etkili midir?

Online terapinin avantajlarını düşündüğümüzde ve bu alanda yapılan araştırmaları incelediğimizde online terapinin birçok ruh sağlığı probleminin tedavisinde geleneksel terapi kadar etkili olduğunu söyleyebiliriz. 2014 yılında Nordgren ve arkadaşları yaptığı çalışmada kaygı bozukluğu tedavisinde online bilişsel davranışçı terapinin olumlu etkisi olduğunu gözlemlemiştir. Aynı zamanda bu tedaviyi alan danışanların gösterdiği gelişim sürekliliğini korumuştur. 2018 yılında Andrews ve arkadaşlarının yürüttüğü bir çalışmada online bilişsel davranışçı terapinin majör depresyon ve kaygı bozuklukları tedavisinde yüz yüze terapi kadar etkili olduğu bulunmuştur.

Online terapi her ne kadar pandemi dönemi öncesinde de uygulanıyor olsa da pandemi döneminde daha önemli bir seçenek haline geldi. Bu süreçte geleneksel yöntemle görüşmelerine devam eden danışan ve terapistler için de görüşmelerin devamlılığını sağlamak adına gerekli bir alternatif oldu.

Eğer hazırsan başlayalım mı?